MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

SİYER

<< 3435 >>

88- Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Zeyneb binti Cahş ile Evlenmesi

89- Beni Lahyan Gazvesi

 

88- Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Zeyneb binti Cahş ile Evlenmesi

 

1. Enes b. Malik

 

- - (-)

25302- Enes b. Malik el-Ensari bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye geldiği zaman on yaşındaydım ve annelerim beni Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hizmetine vermişlerdi. İnsanlar arasında hicab ayeti indiği zamanı en iyi bilen benim. Hicab ayeti indirildiği zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zeyneb binti Cahş ile evlenmişti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Zeyneb ile evlendiği sabah Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) halkı çağırdı, halk yemek yedikten sonra çıkıp gittiler, bir grup ise Hz. Nebi'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında kaldı. Bunların Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında oturmaları uzayınca Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkıp dışarıya çıktı. Ben de onların çıkması için Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber çıktım. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yürüyünce biz de yürüdük. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hz. Aişe'nin adasının eşiğine geldi ve onların gittiğini zannedip geri döndü. Ben de onunla döndüm ve oradakilerin çıktığını gördüm. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisiyle onlar arasına bir örtü çekti. Bunun üzerine Allah hicab ayetini indirdi.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari (5166, 5466, 6238), Müslim (3495) ve Nesai, es-Sünenu'l-kübra'da (6581) rivayet ettiler.

 

 

 

25303- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Necd taraflarına bir süvari birliği gönderdi. Bu birlik, Hanife oğullarından olan ve Sümame b. üsal diye anılan Yemame halkının liderini yakalayıp getirerek Mescid'in direklerinden birine bağladılar. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çıkıp: ''Ey Sümame! İçinde taşıdığın (gerçek düşünce) nedir?" diye sorunca: "Ey Muhammed! İçimdeki hayırdır. Eğer öldürürsen kan sahibi birini öldürmüş olursun. Eğer bir iyilikte bulunursan iyiliğe şükreden bir kimseye iyilik etmiş olursun. Eğer para istiyorsan, iste ondan sana istediğin kadar verilir" cevabını verdi. Bunun üzerine Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu öylece bıraktı. Ertesi gün olunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Ey Sümame! İçinde taşıdığın (gerçek düşünce) nedir?" diye sordu. O da şöyle cevap verdi: "Sana dediğim gibidir. Eğer bir iyilikte bulunursan iyiliğe şükreden bir kimseye iyilik etmiş olursun. Eğer öldürürsen kan sahibi birini öldürmüş olursun. Eğer para istiyorsan iste, ondan sana istediğin kadar verilir." Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine onu öylece bıraktı. Ertesi gün olunca da: "Ey Sümame! İçinde taşıdığın (gerçek düşünce) nedir?" diye sordu. O da şöyle cevap verdi: "Sana dediğim gibidir. Eğer bir iyilikte bulunursan iyiliğe şükreden bir kimseye iyilik etmiş olursun. Eğer öldürürsen kan sahibi birini öldürmüş olursun. Eğer para istiyorsan iste, ondan sana istediğin kadar verilir." Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu serbest bırakın'' buyurdu. Onu Mescid'e yakın bir hurmalığa götürdüler. Sümame yıkanıp Mescid'e girdi ve şöyle dedi: "Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in de Allah'ın Resulü olduğuna şahitlik ederim. Ey Muhammed! Vallahi, yeryüzünde senin yüzünden nefret ettiğim kadar yüzünden nefret ettiğim kimse yoktu. Şimdi ise sen benim için yeryüzündeki en sevgili Yüzsün. Vallahi, senin dinin kadar hiçbir dinden nefret etmiyordum. Şimdi ise senin dinin benim için en sevgili dindir. Vallahi, senin ülken en nefret ettiğim ülkeydi. Şimdi ise en sevdiğim ülkedir. Ben umre yapmak üzereyken süvarilerin beni yakaladılar. Ne yapmamı emredersin?" Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu müjdeleyip umre yapmasını emretti. Sümanıe, Mekke'ye gelince, bir kişi: "Dininden döndün" deyince, Sümame şöyle karşılık verdi: "Hayır. Muhammed ile Müslüman oldum. Vallahi, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) izin vermedikçe Yemame' den size bir buğday tanesi bile gelemez."

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari (3/161), Müslim 3/1386 (1764), Nesai 2/46 (712) ve Ebu Davud 3/57 (2679) rivayet ettiler.

 

 

89- Beni Lahyan Gazvesi

 

1. Ebu Ayyaş

 

- - (-)

25304- Ebu Ayyaş ez-Zuraki der ki: Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birlikte Usfan'da idik. Halid b. el-Velid'in komutasında olan müşriklerle karşılaştık. Kıble ile aramızda duruyorlardı. Orada Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize öğle namazını kıldırdı. Müşrikler: "Onlar bu şekilde namazda iken haklarından gelseydik!" dediler. Ancak daha sonra: "Onlar için şimdi oğullarından ve kendi canlarından daha değerli olan bir namaz gelecek"

dediler. Bunun üzerine öğle ile ikindi namazı arasında Cibril: "Sen içlerinde olup da namazlarını kıldırdığın zaman, bir kısmı seninle beraber namaza dursun ve silahlarını da yanlarına alsınlar .. ."[Nisa 101,102] ayetiyle geldi.

ikindi namazı vakti gelince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) silahlarımızı almamızı söyledi ve bu şekilde arkasında iki saf olarak durduk. Rüküya vardığında hep birlikte rüküya vardık ve kalktığında hep birlikte rüküdan kalktık. Secdeye ise sadece hemen arkasında duran safla birlikte gitti. Diğerleri ise ayakta kalıp onları düşmana karşı korudu. ilk saftakiler secdelerini bitirip kalktıklarında diğer grup da olduğu yerde secdeye gitti. Onlar da kalktıklarında arkadakiler öne, öndekiler de arkaya geçti. Bu şekilde hep birlikte ikinci rekatın rüküsuna gittiler ve hep birlikte rüküdan kalktılar. Rüküdan sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hemen arkasındaki saf secdeye giderken diğerleri kıyamda kalıp onları korudular. Öndeki saf secdeyi bitirip oturunca arkadakiler de secdeye gidip oturdular. Sonrasında Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) selam verip namazı bitirdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) biri Usfan'da, biri de Süleym oğulları topraklarında olmak üzere bu şekilde namazı iki defa kıldırdı.

 

[Sahih]

 

8060 (1)'de tekrar etmiştir.